Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | uyandırmak (merak) | provoke v. |
Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | (merak) uyandırmak | stimulate v. | ||
Teachers stimulate curiosity in their students; it prepares the brain for learning. Öğretmenler öğrencilerinde merak uyandırır; bu da beyni öğrenmeye hazırlar. More Sentences |
||||
General | merak uyandırmak | make a sensation v. | ||
General | merak uyandırmak | pique v. | ||
General | merak uyandırmak | arouse curiosity v. | ||
General | merak uyandırmak | arouse interest v. | ||
General | merak uyandırmak | spark curiosity v. | ||
Phrasals | ||||
Phrasals | (bir şeyle) ilgili merak uyandırmak/yaratmak | interest in (something) v. | ||
Idioms | ||||
Idioms | merak uyandırmak | get under your skin v. | ||
Idioms | (birinde) merak uyandırmak | catch (someone's) fancy v. | ||
Idioms | birinde merak uyandırmak | catch/take/tickle somebody's fancy v. | ||
Advertising | ||||
Advertising | tüketicide ilgi, heyecan, beklenti ve merak uyandırmak amacıyla, asıl reklam kampanyası başlamadan önce yayınlanan ve ürünle/hizmetle/firmayla ilgili ipucu veren küçük reklamlar | teaser ads n. |